Bir diktatörün ülkesine nasıl bir son hazırladığını görmek için Suriye’ye bakmak yeterli. Yarım yüzyıldır ülkeyi yöneten Esed ailesi tabir yerindeyse halkı için taş üstüne taş koymadı. Bununla da kalmadı binlerce yıllık tarihi geçmişi olan, medeniyetlere beşiklik eden Bilad-ı Şam‘ı dünyanın en tehlikeli ve kalmış ülkelerinden biri haline getirdi. Ülkenin yüzde 90’dan fazlası harabeye döndü. Nüfusun en az yarısı ya başka ülkelere kaçtı ya da evlerini ve yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kaldı.
Zaten diktatörler tarafından yönetilip de refah seviyesi yüksek, insan haklarının gözetildiği bir örnek var mı şu arzın üzerinde? Tabi Perinçekgillerin, İslamcıların, ırkçıların gözünden bakılırsa durum farklı. Onların nazarlarında Çin, Rusya, İran, Küba ve hatta Venezuela gibi diktatörlükler dünyanın en müreffeh, en insancıl, en barışçıl ülkeleri. Hatta onlara göre Esed dahi göründüğü gibi biri değil, aslında iyi bir insan!
Daha birkaç ay önce kıyametin koptuğu ülkede çatışmaların oldukça azaldığı dikkat çekiyor. Sebebi basit; hem Türkiye ve hem de Rusya eli silah tutan militanları Libya’ya transfer etmekle uğraşıyor. İran da militanlarını İsrail saldırılarından korumak için amiyane tabirle topukladı.
Suriye’nin tek sorunu savaş değil ki… Ülke bu kez uzun ekmek kuyrukları, bir yılda yarı yarıya değer kaybeden para birimi (Dün 1 ABD Doları’nın değeri 2020 Suriye Poundu’na yükseldi) ve Esed’in, milyarder kuzeni Rami Mahluf’un mallarına çökmesiyle gündemde. Mahluf’un servetinin önemli bir kısmı Esed’in eşi Esma ve akrabalarına peşkeş çekiliyor.
Ülkenin tek derdi bu olsa! Son günlerde, Türk kamuoyunun çok farkında olmadığı yeni bir tehlike ile daha yüz yüze: Sezar Yasası.
Amerikan Yönetimi’nin, Suriye rejimi tarafından işlenen insanlık suçlarının cezalandırılması, rejim ve rejime destek veren Rusya ile İran gibi ülkelerin elinin zayıflatılmasını amaçlayan yasanın tam ismi Sezar Suriye Sivil Koruma Yasası, kısaca Sezar Yasası
Amerikan Senatosu, Esed rejimi, Rusya ile İran’ın faaliyetlerine yardımcı olan kişi ve kuruluşlara ilave yaptırımlar uygulanmasını öngören yasa tasarısını 18 Aralık’ta kabul etti. Başkan Donald Trump da tasarıyı 21 Aralık’ta imzalayarak yasanın yürürlüğe girmesini sağladı.
Yasa çerçevesinde siyasi tutukluların serbest bırakılması, sivillerin hedef alınmaması, ibadethaneler, hastaneler, okullar gibi sivil yaşam alanlarına yönelik saldırıların durdurulması, savaş suçlularına yönelik soruşturma başlatılması, göçe zorlananlar ile sığınmacıların onurlu biçimde geri dönüşüne izin verilmesi ve siyasi sürecin başlaması amaçlanıyor. Yasa ile rejime yardım eden Rus ve İran şirketleri ile onlara yardım eden yabancı kişi ve kuruluşlar da yaptırıma maruz kalacak.
Sezar Yasası, Esed rejiminin muhalifleri tuttuğu hapishanelerde işkenceyle öldürülen 11 bin tutukluya ait 55 bin fotoğrafı 2014’te dünya basınına sızdıran askeri polisin kod adından alıyor.
Seçim sathı mailinde bulunan Trump’ın bu yasayı ne ölçüde denetleyeceği ya da Rusya ile ne ölçüde karşı karşıya kalmak isteyebileceği bilinmiyor. Ancak yasanın tam olarak uygulanabilmesi durumunda rejimin yanı sıra Rusya ve İran da Suriye’de ciddi bir şekilde dizginlenebilecek.
Hem Cumhuriyetçiler ve hem de Demokratların destek verdiği yasa ile önümüzdeki yıl Suriye’de yapılacak başkanlık seçimlerinde, Esed demokratik bir seçimle devrilmeye ve İran’ın Irak ve Lübnan’daki vekilleri ile bağları da kesilmeye çalışılıyor.
Yasanın etkin bir şekilde uygulanması durumunda, bundan en fazla yararlanacak ülke şüphesiz Türkiye. Amerikan Yönetimi’nin son birkaç ayda hem Suriye ve hem de Libya’da Türkiye’nin izlediği politikaya uygun beyanatlar vermesi dikkat çekiyor. Amerikan Yönetimi, tıpkı Rusya gibi Suriye ve Libya’da işgalci ülke durumundaki Türkiye aleyhine herhangi bir açıklama yapmaktan özenle kaçınıyor.
Dolayısıyla Ankara’nın son günlerde Libya’da Hafter’e karşı arka arkaya büyük başarılar elde etmesi, Watiye Üssü’nden sonra dün de Trablus’un tüm banliyölerine hakim olmasını ABD ile perde arkasından yürütülen işbirliği çerçevesinde okumak gerekiyor.
Sonuç olarak ABD, Sezar’ı sahaya sürüyor ama Brütüs kim olacak, bekleyip göreceğiz.
YORUM | CUMALİ ÖNAL
https://www.tr724.com/sezarin-ofkesi/